2/16/2012

La Araña Turca

Mehmet Topal'ın uzaktan Stoke City'e karşı attığı muhteşem gol.
Video'da dikkatimi çeken İngiliz yorumcu oldu. Mehmet Topal'ın fazla gol atmadığı, ondan da beklenmedik bir şut olduğunu belirtiyor. Evet golcü kimliği olmadığı kesin, ama beklenmedik bir şut mu orası tartışılır.
Mehmet Topal'ın belki de en iyi özelliklerinden biridir şutu. Şut tekniği çok iyi Mehmet'in. Topa nasıl vuracağını, topa vururken vucudunu nasıl dengeliyeceğini çok iyi biliyor. Galatasaray'da oynarken de belki az şutunu gördük ama çektiği şutlar her zaman etkiliydi.

Bu özelliğini ama ne yazık ki fazla kullanmıyor. Şu an formda ve büyük takımların gözü üzerinde, ama daha fazla şut çekip şansını denese eminim ki daha fazla göze çarpacaktır.


Mehmet Topal'ın muhteşem golü.

(Via: FTW1905)

2/10/2012

Hollandalı Aslanlar

Hollandalı Aslanlar için hazırladığım video. Kendi hazırladığım ilk video. İyi seyirler:

2/06/2012

El Mago

2010-2011 sezonu Frank Rijkaard döneminde transfer edildi Juan Pablo Pino. 3 milyon Euro'ya Monaco'dan bonservisi alındı. Geçtiğimiz sezon belki iyi performans gösteremedi, ama bu bütün takım için geçerliydi. Yanındaki takım arkadaşlarının performansları düşük olunca ister istemez kendi performansını da eklemişti. Yine de beklentileri karşılayamadı ve Fatih Terim ile gelen takımda yeni yapılanmada kadroda yerini bulamadı, ve sezon başında Suudi Arabistan kulüplerinden Al-Nassr'a kiralandı. Kiralık giden Pino'nun bugün Al-Nassr'da sözleşmesinin fesh edildiği haberi geldi. Fesh edilme nedeni, Pino'nun sol ayağında kırık olduğundan.

Şu an takımda en büyük problemlerlerden biri kanatlar olduğu aşikar. En kötü ihtimalle iyi bir yedek olurdu diye düşünüyorum ama tabi sakatlığı nedeniyle uzun bir süre forma giyemiyeceği açık, ve kendisine bu sezon için daha lisans çıkartılabilir mi bilmiyorum. Daha önümüzde uzun süre var ligin bitimine. Bir de yeni play off uygulamasının gelmesiyle de sezon sonu baya bir yoğun geçecek.

Suudi Arabistan ligine gidince pek takip edemedik Pino'yu. Performansı hakkında bir bilgim yok, ama istatistiklerine ulaşabildim.

Şu an Suudi Arabistan ligi 18. haftayı geride bıraktı. Pino 13'ü ilk 11 olmak üzere 14 maça çıkmış Al-Nassr formasıyla. 14 hafta'da biri penaltı, toplam 5 golü var. 1 tane de asisti var. 1 de kırmızı kart görmüş. Kiralık döneminde de 1 kere Kolombiya milli takım formasını giymiş.
Bir kanat oyuncuu için asist sayısı biraz az diyebiliriz. Maçların hemen hemen hepsinde oynamış, oynamadığı maçlar da kırmızı kart ve büyük bir ihtimalle sakatlığı yüzündendir. İstatistikleri ne iyi ne de kötü, ama göremediğimiz için pek birşey diyemeyiz futbolu hakkında.

İstatistikleri dışında ilginç bir haber de göze çarpıyor Pino hakkında. Ekim ayında Suudi Arabistan'da bir alışveriş merkezinde gezen Pino, polis tarafından göz altına alınmış. Göz altına alınma nedeni ise kolundaki ''Jesus'' dövmesinin görünmesi. Alışveriş merkezinde gezen Arapları rahatsız etmiş Pino'nun dövmesi. Özür diledikten sonra serbest bırakılmış.

Sakatlığı ne durumda, takımda forma şansı bulacak mı şimdilik bir soru işareti, ama en azından kısa kollu t-şört giydiğinde sorun yaşamıyacak Türkiye'de. 


2/05/2012

Gelişim: Fatih Terim

Bu ilk yazım aslında eski bir yazıdır. Yazıyı sezonun ilk yarısının bitiminden sonra yazmıştım. Tam olarak 15 ocakta. Üstünden birkaç hafta geçti ve olumsuz maç geçti ama düşüncelerim aynı. Yeni yazı yazmaya başlamadan önce, beni blogu açmaya vesile olan yazıyı birkaç küçük değişiklikle paylaşmak istedim.

Yarım sezonu geçti Fatih Terim'in yuvaya geri dönüşüne. İmparator'un dönüşüyle birçok şey değişti futbol Galatasaray'da, yepyeni bir sayfa açıldı. Bazı kişilerde soru işareti yarattı Fatih hocanın geri dönüşü haklı olarak, zira son gelişinde pek de başarılı olduk denilemez. Ben dahil bazıları da umutlandık Fatih Terim'in dönüşüne. Yalnız hemen hemen herkesin ihtimal vermediği birşey vardı: takımın bu kadar çabuk ve güçlü şekilde kendini toparlayıp şampiyonluğun en büyük adayı olacağı.

Nasıl ki futbolcular zamanla kendisini geliştirir, aynı şekilde de Terim'in kendini geliştirdiği gözle görülür bir şekilde belli oluyor.
Eski Fatih Terim inatçıydı. Bir futbolcuyu oynatmak istiyorsa oynatırdı, ne kadar başarısız olsa da. Milli Takım'da Servet - Gökhan ikilisini oynatıyordu. Bu sezon başı hazırlıklarında da yine aynı ikiliyi gördük, ama artık bu ikilinin iş yapamayacağını öğrenince Ujfalusi - Servet ile oynamaya başladık sezona. Eski Fatih Terim inat edip oynatırdı Servet - Gökhan ikilisini. Yalnız bunla da kalmayıp, Gökhan ve Servet'in oynayamayacağı Kayserispor maçında Semih Kaya'ya şans verdi ve Servet'i de yedek kulübesine yolladı. Şimdi ise maç kadrosuna bile zor giriyor Servet.
Taktik konusunda da inatcı davranmadı Fatih hoca. Sezon başında 4-3-2-1 dizilişiyle sahaya çıkıyorduk, ama 4-4-2'yi deneyip başarılı olduğumuzda da kendi istediği 4-3-2-1'i bırakıp 4-4-2'yle devam ettik.


Bir başka gözle görünür değişiklik ise basın toplantılarında belli oluyor. Eski Fatih Terim dışarıya karşı agresifti, asla kendinin hatalı olduğunu kabullenmezdi. Şimdi ise gayet sakin ve sabırlı olduğu göze çarpıyor. Açık açık her konuyu konuşuyor. İlgilendiğimiz futbolcuları ve transfer olasılıklarını bile detaylarıyla anlatıyor (tabi burda yönetimin de katkısı ve onayı önemli). Transferleri bu kadar açık konuşan bir teknik direktör ve yönetim şimdiye kadar Türkiye'de hiç görmedim.

Hatalı olduğunda bile hatalı olduğunu açık açık dile getiriyor, mesela Samsunspor maçı sonrası daha yeni sakatlıktan çıkan Sabri'yi oynatmasının hata olduğu hiç söylermiydi eski Fatih Terim? Hiç sanmıyorum.

Tabi ki yepyeni bir insan da olmadı Fatih hoca, bazı eski, Fatih Terim'i Fatih Terim yapan özellikleri de hala kendisinde.
Gençlerde de inatçılığını sürdürüyor Fatih hoca. Daha yarım sezon geri kulüpte olmasına rağmen Semih ve Emre'yi kazandırdı. Semih ilk maçında kalitesini gösterdi, ama bu Emre için pek geçerli değil. Fizik yetersizliği birkaç senedir vardı (hala da var) ve daha kendine güvenerek oynamıyordu. Ben açıkcası Emre'nin artık as takım kalitesine geleceğini pek sanmıyordum, ve benim gibi düşünen birçok kişi vardı. Belediye maçında ama sonunda patlama yaşadı ve Fatih hocanın kendisinde ısrarında ne kadar haklı olduğunu kanıtladı.


Son nokta belki de Fatih hocayı İmparator yapan en büyük özelliği. Yine Samsunspor maçı sonrası Pınar Argun'un "takımı devre arası uyardınız mı" sorusuna "uyarma kelimesi biraz hafif kalır" cevap verdiğinde Terim, hepimiz soyunma odasında neler olduğunu aşağı yukarı anladık. Ne kadar değişse de o her zaman İmparator olarak kalacaktır.
 


İyiki Doğdun Commandante

Açılışı 10 numaranın doğum günüyle yapıyoruz. İyiki doğdun Gica Hagi !